Gündoğmuş’un tarihi, doğal mirası, endemik bitkileri, yüzyıllık ardıç ve sedir ağaçlarının bulunduğu aynı zamanda üzerinde su kaynaklarının olduğu ve birçok köyün bulunduğu köyün ortasına Mermer ve Taş ocağı ruhsatlarının verilmesine karşı birleşti. Gündoğmuş’un Harmancık bölgesindeki basın açıklamısına CHP Antalya Millet Vekili Çevre Komisyonu Üyesi Aydın Özer, Gündoğmuş Belediye Başkan yardımcısı Ali Gülen, Meclis Üyeleri, Gündoğmuş’un mahalle muhtarları, Siyasi Parti Başkanları, Antalya Büyükşehir Belediyesi Muhtar İşleri Daire Başkanı Cihangir Yılmaz, Dernek temsilcileri, Avukatlar ve yöre halkı katıldı. Gündoğmuş’a 2021 yılında 100 adet mermer ocağı yapılması için ruhsat verildiği tespit edildi. Bunların en başında Bedan, Akyarı, Kayabükü, Ortaköy, Narağacı var. Maden İşleri Genel Müdürlüğünün Projeleri kapsamında ruhsat verilen bölgelerden bazıları, Karadere’ye bir adet, Köprülü’ye bir adet, Ortaköy’e bir adet, Kozağacı’na iki adet, Gündoğmuş’a üç adet, Kaybükü’ne iki adet, Akyarı’a iki adet, Yeniköy’e iki adet, Senir’e iki adet, Karabul’a bir adet, Çayırözü’ne bir adet.
'YAŞAM ALANLARI DARALIYOR'
Köprülü Muhtarı Ayhan Yılmaz, "Köylünün yaşam alanları her gecen gün daraltılıyor. Son yıllarda hızla yaygınlaştırılan taş ocakları, mermer ocakları doğaya olduğu kadar, bizlerin ve çocuklarımızın sağlığını da derinden etkilemektedir. Bizler geçimini tarım ve hayvancılıkla yapan köylüler olarak geçim kaynağımızı taş ocakları yüzünden kaybetmek istemiyoruz. 
Daha geçen yıl ormanlarımızın büyük bir bölümünü yangınla kaybetmiş bir ilçenin dağına, taşına göz dikilmiş olması asla kabul edilemez. Dağlarımıza, yaylalarımıza taş ocağı ve mermer ocağı arayışı içeresinde olan şirketlere sesleniyoruz. Yaşamımızı kısıtlayacak bu tür girişimlere Gündoğmuş halkı olarak kesinlikle izin vermeyeceğiz. 
Bugün burada Karadere sınırları içerisinde yapılmak istenen Taş Ocağı girişimine karşı toplandık. Bizler yaşadığımız topraklarda bu doğa katliamına seyirci kalamayız. Hep birlikte sesimizi yükselteceğiz. 
Gündoğmuş’un doğasından ellerinizi çekin" dedi. 
'TARİHİN TAHRİBİ SÖZ KONUSU'
Gündoğmuş Belediye Başkan yardımcısı Ali Gülen, "İlçemiz sınırları içerisinde çok sayıda “maden arama ruhsatı” alındığını öğrendik. Gamras su kaynağı yakınlarında, Karadere, Senir, Kozağacı ve Rasih Kaplan Mahalle’lerinin sınırlarının kesiştiği noktada, numune alma çalışmaları tespit ettik. Konuyla ilgili olarak, çalışma yapılan yer üç mahallenin ve ilçe merkezinin halen içme suyu olarak kullandığı su kaynakları bölgesinde olduğu ve su kaynaklarının yok olma tehlikesine mahruz kalacağı, Gedefini, Kisre önü, Asar Kalesi gibi bilimsel çalışma yapılmayan tarihi eserlerin de bulunduğu örtülü bir tarihin tahrip olması söz konusu, Büyük yangından insan gücüyle kurtulan ve korunan, asırlık anıt ağaçların bulunduğu maddi ve manevi değeri olan özgün bir orman arazisinin kaybolma riski olduğu,
İlçemizin en önemli değerlerinden ve zenginliklerinden olan endemik bitki örtüsü ve yaban hayatı varlığı yok olacağından, maden ocakları ile ilgili her türlü çalışmanın engellenmesini istiyoruz.
Bu konu da resmi makamları ve yetkilileri bilgilendirip yasaların öngördüğü şekilde mücadele edeceğiz" diye konuştu.
'SUYUMUZU KAYBETMEK İSTEMİYORUZ'
Senir Mahalle Muhtarı Durmuş Ali Yıldız, "Burası Harmancık ve aynı zamanda grup yolu. Antalya-Manavgat’a ait yetmiş iki yayla var buranın üst tarafında. Bizlerin bin, bin iki yüzyıllık ağaçları sadece bu dağda kaldı. Bizim membamız Karadere’nin su membası, Gündoğmuş’un su membası. Hepsi de bu dağın altından geçer. Biz bu suları mermer ocakları nedeni ile kaybetmek istemiyoruz. Yetkililere sesleniyoruz. Bizlerin bu yaylalarına, köylerimize, ormanlarımızın bir bölümü gecen yılkı yangında yandı. Buraları da kaybetmek istemiyoruz" şeklinde konuştu.
'BÜYÜK BİR YANLIŞ'
Mevlüt Güven, "Senir, Karadere ve Gündoğmuş merkez olmak üzere mermer ocağı çalışmaları ile ilgili olarak halkın tepkisini gösterdiği Harmancık bölgesindeyiz. Bu bölge Torosların en önemli Sedir ve Ardıç ağaçlarının yetiştiği, endemik bitkilerin yoğun olduğu bir bölge. Bu bölgede madenciler mermer arayışı içindeler. Aynı zamanda bu bölgenin yani Harmancık bölgesinin altında bulunan köylerin su kaynaklarının bulunduğu bir yer burası. Burada bir maden ocağı, mermer ocağı açılır ise burada yapılacak olan patlatmalar nedeni ile su kaynaklarının kaybolacağı, yine bu ormanların, Sedir ve Ardıç ağaçlarının kesileceği, Ardıç ağaçlarının bitmesinde önemli bir faktör olan Ardıç kuşlarının yok olacağı ve birçok canlıya zarar verecek.  Bu nedenle bu maden ocaklarının daha uygun yerlerde yapılması gerekiyor. Yerleşim alanlarında yapılmasının büyük sakıncaları var. Su konusunda sakıncası var. Çevre konusunda sakıncası var. Gündoğmuş ormanları 2021 yılında meydana gelen yangın felaketinde ormanlarımızın dörtte üçünün kaybolduğu bir bölgede ormanların talan edilmesi, maden ve taş ocağı ruhsatlarının verilmesi büyük bir yanlıştır. Gündoğmuş halkı olarak maden aramalarının durdurulmasını talep ediyoruz" dedi.
'İLÇEMİZİ KORUMAK İSTİYORUZ'
Narağacı Muhtarı Niyazi Yiğit, "On iki tane kurumdan imzalar atılmış. Kazma vurulacak hale gelmiş. Bizim bulunduğumuz Narağacı Mahallesi İpek Yolu, kervan yolu, göç yolu, Alaaddin Keykubat’ın gelip geçtiği bir yol. Tarihi bir yol. Antılar dolu. Buralarda bu mermeri yapmak isteyenler özellikle bu tür yerleri seçiyorlar. Mahallemize çok yakın olan Bizanslıların ve Romalıların kaldığı yerler ve özellikle buraları seçmişler. Bizlerin bilgisi olmadan bu tür başvurular devam etmektedir. Ama biz bunun hakkından geleceğiz. Mücadele edeceğiz. Asla bunlara izin vermeyeceğiz. Bizim Gündoğmuş’umuz temiz hava bakımından Dünya’nın on yedinci sırada gelen bir ilçemizdir. Böyle güzel bir ilçemizi korumak elbette bizlere düşüyor" dedi.
'AYNISI OLSUN İSTEMİYORUZ'
Senir Mahallesi'nden Hacı Özkan, "Lübnan olmak istemiyoruz. Lübnan’nın bayrağında sedir ağacı var katran diyoruz. Bu gün Beyrut sokaklarında sedir ağacı kalmadı. Aynısının buraya olmasını istemiyoruz." dedi.
'VİCDAN DIŞI'
CHP'li Antalya Milletvekili, Antalya Çevre Komisyonu Üyesi Aydın Özer, "Biz madenlerin çıkarılmasına karşı değiliz. Yer altı zenginliklerimiz çıkarılsın ekonomiye kazandırılsın. Biz talana karşıyız. Yani burada birçok yerleşim alanının olduğu yerde su kaynağının olduğu bölgede bir arama ruhsatının verilmesinin bile çok duyarsızlık olduğunu düşünüyorum. Diyelim ki işletme ruhsatı verildi. Buradaki örtü kaldırıldı. Endemik bitkiler yok edildi. Patlama yapılmaya başlandı. Yer altı suları yer değiştirir. Birçok yerleşim biriminin, köylerin susuz kalmasına sebep olur. Bu en büyük tehlikedir. Kuraklığa giden bir dünyada su kaynaklarımızı korumamız gerekirken maden ruhsatı verilmesi kadar vicdan dışı bir şey olamaz. Buradan sizler ile birlikte Şehircilik Çevre Bakanlığına sesleniyorum. Lütfen bu arama ruhsatlarını iptal etsinler. Biz Gündoğmuş’u kaybetmek istemiyoruz. Gündoğmuş’ta yaşam sürsün istiyoruz. Gündoğmuş’un bitkileri, Sedir ağaçları ormanları devam etsin istiyoruz" diye konuştu.
'SADECE KUZEYİMİZ KALDI'
Güneyyaka Muhtarı Muzaffer Ataseven, "Biz daha önce mücadeleyi verdik ve başardık. Burası valiliğin izin verdiği yörüklerin göç yolu. Güneyimiz yandı. Sadece Kuzeyemiz kaldı. Yedi mahalle kaldık burada. Ve gördüğünüz bölge tamamen yeşil. Biz daha önce bu mücadeleleri verdik. Başardık. Bunu da başaracağız" dedi.