Öğretmenlik Meslek Kanunu 2005 ‘ten beri en önemli sorunlarımızdan biri. Bu sınavı, ana muhalefetin anayasa mahkemesine götürüp iptal ettirmesiyle oluşan mağduriyet 17 yıl sürdü. 
2022 yılında çıkarılan Öğretmenlik Meslek Kanunu 17 yıllık mağduriyeti hiç dikkate almadığı gibi eğitim tarihimizde yaşanan en büyük huzursuzluk ve tartışmalara kapı aralamıştır. Kariyer basamakları diye önümüze konan ve bir yığın eğitim videoları ile öğretmenlerin yaz tatilini harap eden bu uygulama ülke gündemine oturdu. Öğretmenler yokluk-yoksulluk, uzmanlık ve baş öğretmenlik sınavına tabi tutulamaz. Herkes bilmelidir ki öğretmenlerin imtihanı hem çetin hem de meşhurdur. 
Kanun ve yönetmeliğin çıkma aşamasında ve sonrasında itirazlarımızı çok güçlü bir şekilde ortaya koyduk. Birkaç maddeden ibaret , kariyer 
basamakları, 3600 ek gösterge ve aday öğretmenlik dışında hiçbir şey içermemektedir.Sadece bu yönüyle bile dağ fare doğurmuştur.

Gelinen noktada öğretmelerin ortak isteği şudur: 

Bu iş sınavla olmaz, sınav iptal edilmelidir. 17 yıldır yeni bir düzenleme yapılmaması dolayısıyla, gün farkıyla sınava giremeyen arkadaşlar bugün mesleğin 27. yılındalar. Dolayısıyla 27. yılında uzman olacak bir öğretmenin başöğretmenlik için 37. yılını beklemesi kabul edilemez.  Hele ki öğretmenlerin yaz tatilleri harap edilerek, yüzlerce saatlerine ipotek koyup gelişimlerini ve branşlarını ilgilendirmeyen içerikler izletip sınav yapılması mantığa aykırıdır. Uzman ve Başöğretmenlik sınavları iptal edilerek öğretmenlere kıdemlerine uygun şekilde bu unvanlar verilmelidir. Bu sınav aksi halde iş ve iç barışı bozar.
Eğitim-Bir-Sen olarak son iki toplu sözleşmede ortaya koyduğumuz çözüm önerisinin arkasındayız: 
 Sürecin başından beri ifade ettiğimiz 8 yılını dolduran uzman 12 yılını dolduran baş öğretmen özel hizmet tazminatından yararlanmalıdır. Sınav şartı aramaktan vaz geçin artık!. “SINAV TARTIŞMASI BİR AN ÖNCE SON BULMALIDIR” . Kanun bu haliyle uygulanması okullardaki çalışma barışı bozacak bu durum da eğitim öğretime olumsuz bir şekilde yansıyacaktır. Hükümeti meclisin açılması ile birlikte yasa ile ilgili düzenlemeye davet ediyoruz. Öğretmenlerin 60 yıllık hayali olan bir oldu bitti ile yasalaştırılan Öğretmen Meslek Kanunu; Öğretmene destek kanunu olsun dedik, öğretmenlerin kâbusu olmasın, Hükümeti sesimizi duymaya, Meclisin açılması ile birlikte yasal düzenleme yapılarak yanlıştan dönmeye çağırıyoruz. Meslek kanunu köstek değil destek kanunu olsun.
2022 – 2023 Eğitim Öğretim yılı eğitim çalışanları açısından önceki yıllara göre ekonomik zorlukları daha fazla hissettiğimiz bir yıl olacak. Yıllara göre erimiş artık eğitim öğretim ödeneği olmaktan çıkmış ve ülke gerçeklerinden uzak kalmıştır. Öğretmenler yokluğa ve yoksulluğa terk edilmemeli. Alım gücünü arttıracak eğitim çalışanlarını rahatlatacak mali haklarda iyileştirme yapılması elzem olmuştur. Her eğitim öğretim yılı başında sadece öğretmenlere verilen Eğitim Öğretim tazminatı tüm eğitim çalışanlarını kapsayacak şekilde en az bir maaş tutarında verilmelidir. Eğitim çalışanları bir bütündür. Öğretmeni ve öğretmen dışı çalışanların arasında ayrım son bulsun.
Bilindiği gibi yıllık enflasyon %80'i aşmıştır. Hissedilen enflasyon ise bunun çok ötesindedir. 2023 yılı enflasyonunu merkez bankası %20 civarında öngörürken OECD %40 olarak tahmin etmektedir. Bütün bunlara rağmen hükümet öğretmenlere verilen eğitime hazırlık ödeneğinde en ufak bir artış dahi yapmamıştır. Bu durumun kabul edilebilir yanı yoktur. Hükümet eğitim ödeneğinde hem geçmişi telafi etmeli,  hem de 2023 yılı enflasyonunu dikkate almalıdır. Eğitim çalışanlarının kimseye muhtaç olmadan insanca yaşayacakları bir maaşı olmalıdır.
Bu yıl önemli sorunlarımızdan birisi de Banka Promosyon Sözleşmeleri. Yüksek enflasyon, özellikle son bir yılda yapılan banka promosyon sözleşmelerini değersiz hale getirmiştir. Kamu görevlilerinin zararı büyüktür. Enflasyonun neredeyse 10 katı kâr yapan bankalar banka promosyon sözleşmelerini güncellemeye yanaşmamakta ve kârlarına kâr eklemeye devam etmektedirler. Bu zamana kadar promosyon sözleşmelerinin güncellenmesi ile alakalı vermiş olduğumuz dilekçelerin büyük çoğunluğuna ret cevabı geldiği gibi verilen promosyonun çok daha fazlasını tazminat olarak talep etmektedirler. Bankaların bu vurdumduymazlığını bir yere koymak mümkün değildir. Bankalar bu tavırlarına devam ederlerse bedelini ağır bir şekilde ödeyeceklerini bilmelidirler. Bu husustaki mücadelemizden asla vazgeçmeyecek verilen ret cevaplarını sineye çekmeyeceğiz. Hükümet de bütün bu yaşananlara seyirci kalmamalı bankaların sömürü çarkına dur demelidir. Bankalara son çağrımız şudur: Gelin kamu çalışanlarına kulak verin ve banka promosyon sözleşmelerini günün şartlarına uygun olarak bir an önce güncelleyin.  
Yüksek enflasyon, Alanya'da En çok da kira fiyatlarını vurmuştur. Yeni atanan öğretmenler Alanya’da kiralık ev dahi bulamamaktadır. Geçinemeyen öğretmenlerin öğrencilere faydası olmaz.  1 Temmuz 2023'e kadar %25'ten fazla ev kiralarına zam yapılamaz kararı bile kira fiyatlarının artmasını durdurmaya yetmemiştir. Yeni ev tutacakların Allah yar ve yardımcısı olsun. Şehrin kenar semtlerinde bile ucuza ev kiralamak mümkün değildir. Kira fiyatları 5 ila 10 bin arasında değişmektedir. Bu durum, kamu görevlilerinin Alanya'dan gitmek için tayin istemelerine yol açmış, Alanya adeta bir sürgün yeri olmuştur. Alanya'ya'a en son atanan öğretmenler, ev bulmakta çok zorluk çekmekte, üç beş öğretmen bir araya gelerek ev tutmak zorunda kalmaktadır. 
Sayın bakan sene sonu okul müdürlerinin katıldığı bir programda, önümüzdeki yıl okulların personel ihtiyacını fazlasıyla karşılayacağız dediğinde çok büyük bir alkış almış ancak maalesef sonuç hayal kırıklığı olmuştur. Bu yıl TYP / İŞKUR kapsamında personel alımına getirilen ağır şartlar birçok okulun personel bulamamasına yol açmıştır. Okullar yine temizlik ve güvenlik ihtiyacını veli bağışlarıyla karşılamak durumunda kalmıştır. Okul aile birliği personel ihtiyacını karşılamakta aşırı zorlanmakta personelin maaşını verecek kaynak bulamamaktadır Bu da, okulları daha az personelle temizlik ihtiyacını gidermeye zorlamakta, veli ve öğrenci memnuniyetini düşürmektedir. Okullara gönderilen bütçeler ise okulların ancak temizlik malzemesi ihtiyacını karşılamakta, onun dışındaki ihtiyaçlara yine okul aile birliği el atmak zorunda kalmaktadır. Mesele güvenlik ve temizlik ise bakanlığımız hiçbir fedakârlıktan kaçınmamalıdır Bu bağlamda TYP / İŞKUR şartları yeniden düzenlenmeli okulların istediği kadar personel tahsis edilmeli, okul ile veli sürekli karşı karşıya getirilmemelidir. Ayrıca okulların temizlik ve personel ihtiyacı dışında ihtiyaçlarının olduğu da hesaba katılmalıdır. Bunun için öğrenci sayısını esas alan okul bazlı bütçe uygulamasına acilen geçilmelidir.

İlçe Müdürleri ve Şube Müdürlerinin ciddi hak kayıpları vardır. İlçe Müdürleri ve Şube müdürlerinin özlük haklarının bir an önce düzenlenmesi elzemdir. Öğretnenken Uzman olan İlçe Müdürleri ve müdürleri bu kadrolara geçince uzmanlıkları düşüyor ve uzman olamıyorlar. Sebebi nedir kimse bilmiyor ! İlce Müdürleri ve Şube müdürleri madem uzman olamıyor öyleyse gelin özlük ve maddi haklarını yeniden düzenleyelim .
 "Görev tanımları görevde yükselme imkânları, ek gösterge hakları olmayan mevcut Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin diğer hizmet sınıflarına geçirilmesini" istiyoruz. MEB KİK'te alınan karar gereği Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları takvime bağlanarak 2022 yılı içerisinde gerçekleştirilmeli; sınav takvimi ilan edilmelidir. Bu sınav neden yapılmıyor bilmiyoruz . Önerimiz bu sınavı her yıl düzenli belirli aralıklarla yapılsın. Sözleşmeli personel uygulamalarından vazgeçilsin. Kadrolu istihdam kamuda esas alınsın. Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılsın, kadrolu istihdam esas olsun. Eğitim-Bir-Sen olarak, Türkiye’nin daha müreffeh olma yolundaki uzun vadeli hedeflerine ancak sorunlarını aşmış bir eğitim sistemiyle erişebileceğine inanıyor; eğitimcilerin beklentilerinin yerine getirilmesinin önemini ifade ediyor, sorunların çözüme kavuşturulacağı bir eğitim-öğretim yılı temenni ederek, bütün eğitim çalışanlarına ve öğrencilerimize başarı dolu bir yıl diliyoruz.